Tarih: 12.12.2013 00:52

"Ankara Raporları İlk Kez Angara Gazetesinde

Facebook Twitter Linked-in

 BERİL ÇUHADAROĞLU YAZI DİZİSİ  1

Başkentte ilk kez düzenlenen ve Ankara`yı tüm yönüyle ele alan kurultayın sonuçlarını Angara gazetesi  olarak yazı dizi olarak sizlerle paylaşacağımız geçtiğimiz hafta bildirmiştik. Ankara Kulübü Derneği ve Yenimahalle belediyesinin ortaklaşa düzenlediği kurultay sonucunda Başkentle ilgili çarpıcı analizler bilim adamları araştırmacılar tarafından masaya yatırılarak sorunlar ve çözümleri gazetemiz sayfasında Başkentliler ile paylaşmaya devam ediyoruz. 

 Milli Mücadelenin ve Kurtuluş Savaşı’nın Karargâhı,

Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara

 Milli Mücadele’nin sembolü Ankara, Gazi Mustafa Kemal’in 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelişi sonrasında önce Milli Mücadelenin ve Kurtuluş Savaşının karargâhı olmuş, Kurtuluş Savaşımızda önemli bir konum üstlenmiş ve ülkemizin yabancı işgalinden kurtarılmasıyla birlikte, 13 Ekim 1923`de Türkiye Cumhuriyeti`nin Başkenti ilan edilmiştir. İşgalci ülkeler ve yerli muhalefetin yoğun direnmelerine rağmen Ankara’nın başkent yapılması kararı, ülke tarihimiz açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Başkentlik kararı, bu dönemde yaşanan çok sayıda olumsuz koşula rağmen, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının tüm muhalefeti karşılarına, fakat Ankara’yı ve Anadolu’yu yanlarına alarak verdiği bir karar olmuştur.

 Ankara’nın başkent yapılması devrim niteliğinde bir karardır. Anadolu’da bağımsızlık mücadelesini başlatan Atatürk ve Arkadaşları Hilafetin olduğu yer ile özdeşleşmek istememişler, Cumhuriyete dayalı yeni rejimi, yeni devleti, yeni ruhu; yeni bir mekânda, yeni bir başkentte uygulamaya geçirmek istemişlerdir. Bu nedenle Ankara, Cumhuriyetin ilanından 16 gün önce başkent seçilmiştir.

Başkentin İstanbul’dan Ankara’ya taşınması ile Ankara, Cumhuriyet rejiminin, halk iradesinin ve demokrasinin yeşerebileceği yeni bir merkez rolü üstlenmiştir. Bununla birlikte,  Ankara’nın Başkent yapılması, yeni rejim için ekonomik maliyeti yüksek ve siyasi olarak da riskli bir karardır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, yoklukta, zor koşullarda savaş kazanan kurucular, Ankara’nın modern bir başkent olarak gelişeceğine inanmışlar ve nihayetinde zoru başarmışlardır.

Modern Bir Başkent Olarak Ankara’nın Gelişim Süreci

Ankara Başkent olduktan sonra, Cumhuriyet’in hemen başlarında gerçekleştirilen imar ve şehircilik uygulamaları yanında, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda yaşanan atılımlarla, geri kalmış, bakımsız Anadolu şehri görüntüsünden hızla çıkarak, tüm dünyanın hayretle izlediği ve saygı duyduğu modern bir başkent niteliği kazanmıştır.

Başkent Ankara’nın modern görünümüyle hem Anadolu’daki diğer şehirlere örnek olması, hem de yeni bir medeniyet merkezi olarak dünyanın sayılı başkentleri arasında yer alması başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Cumhuriyet’i kuran kadrolar için bir onur mücadelesi olmuştur.

Ankara Başkent olduktan sonra Cumhuriyet’in ve Türk modernleşmesinin laboratuarı olmuş, ilkler önce Ankara’da sahnelenmiş, sonra Anadolu’nun ücralarına taşınmıştır.

Ankara, Cumhuriyet’in başlarından itibaren oluşturulan bilim, kültür sanat kurumları ve donatılarıyla, ülkemizin siyasi başkenti olma yanında, bilim, teknoloji, kültür, sanat, spor alanlarında da adeta bir başkent işlevi görmüştür. Uzun yıllar boyunca üniversiteleriyle, fakülteleri, enstitüleri, orkestralarıyla, atölyeleri, tiyatroları, müzeleriyle, galerileriyle adeta büyük bir kültür sanat laboratuarı olarak işlev görmüştür Ankara.

Ayrıca, Ankara’nın Başkent olmasıyla, Anadolu’nun mahrum bırakılması pahasına İstanbul’un yarattığı dengesiz gelişme eğilimleri kırılmış, Ankara’nın hızlı bir kalkınma sürecine girmesiyle birlikte, Anadolu’da da ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetler canlılık kazanmıştır.

3. Başkent Ankara’nın ve Ankaralı Olmanın Anlamı

Ankara ve Ankaralılık Cumhuriyet kültürüdür. Büyük Önder Atatürk’ün en büyük eserleri Cumhuriyet ve Ankara’dır. Bu iki kavram birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Ankaralılık sadece Ankara’da yaşayanların ve Ankaralı hemşehrilerimizin değil, aynı zamanda bu ülkeyi paylaşan tüm vatandaşların ortak bir kimliğidir.

Ankaralılık olumsuz koşullar altında bir yeniden doğuş, bir varoluş, bir direnme ve yoktan var olma gücü, saltanattan Cumhuriyet’e, hilafetten laikliğe, “kul”luktan vatandaşlığa geçişi temsil etmektedir ve bu nedenle Ankara’ya sahip çıkmak ve korumak tüm vatandaşlarımızın ortak bir sorumluluğu olmak durumundadır. Ankaralı olmak, Türkiye’yi kucaklamaktır… Ankaralı olmak, bağımsız ve çağdaş bir Türkiye’den yana olmaktır.

Başkent Ankara, Anadolu’yu merkez alan bir halk hareketinin, Anadolu İhtilalının, Türk Rönesansının ve Cumhuriyet’in merkezidir. Başkent Ankara’nın ve Ankaralıların kent kimliği ve kişiliği; işgalciye karşı bağımsızlık mücadelesi, karanlığa karşı aydınlık mücadelesi, hurafeye karşı bilim mücadelesi, yabancı dalkavukluğuna, mandacılığa karşı özüne sahip çıkma mücadelesi ile oluşmuştur.

Haftaya Son Dönemlerde Ankara Tüm Alanlarda Sorun Yaşamaktadır!, Atatürk’ün Ölümünden sonra Başkent Ankara Sahipsiz Kalmıştır!  Ankara`nın son durumu başlıklarındaki raporları siz okurlarımız ile paylaşmaya devam edeceğiz. 

 

Ankara ruhunu kaybetmemelidir. Ankara ruhuna geçmişte olduğu gibi bugün de ihtiyaç vardır. Gelecekte de olacaktır…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —